Kılıçdaroğlu, “Koçero”nun Kendini Dövmesiyle Nasıl Helal Oldu?
Kemal Kılıçdaroğlu, üniversitede öğrenciyken kendisini kaçırıp darp eden ‘Koçero’ lakaplı idealist Mehmet Sözügüzel ile geçtiğimiz aylarda ‘yardım’ amacıyla görüşmüştü. O görüşme sosyal medyada yeniden gündem oldu…
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, üniversitede öğrenciyken müştekiler tarafından kaçırılarak silah zoruyla dövüldü. Kılıçdaroğlu, kendisini dövenlerden ‘Koçero’ lakaplı Muammer Sözügüzel’e ‘yardım’ etmek için geçtiğimiz aylarda gündeme gelmişti. O görüşme yine sosyal medyanın gündemi oldu. Sözcü Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hürmet Öztürk, geçen yıl Ekim ayında yayınlanan yazısında o görüşmeyi şöyle anlatmıştı:
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplumun tüm kesimleriyle “Helalleşme” çabaları sürerken, Belediye Şirketi Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Alpaslan Yılmaz, “Koçero diye bir adam vardı. Onu bulabilir misiniz?” Milliyetçi kökenli Alpaslan Yılmaz “Koçero”yu tanıyordu. Buldu’nun ‘Kılıçdaroğlu sana veda etmek istiyor’ deyince “Koçero” şaşırdı. Dünyaya bakışı da değişmişti. Meslektaşım Yavuz Selim Demirağ ve Ankara Milletvekili Nihat Yeşil ile birlikte CHP Genel Merkezi’ne gittiler. Koçero’dan şunları dinliyorum:
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ndeki arkadaşlarımız saldırıya uğradı. Abdullah Çatlı, Mehmet Nacar ve bazı arkadaşlarla onlara destek olmak için gittik. Sol grubun önde gelen isimlerinden biri de Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Bu kişiyi takip ettik. Fakültenin önünden çıkıp Ankara Radyosu ve Türk Hava Kurumu istikametine doğru yürüyordu. Biz Mehmet Nacar’la büyüdük. Tabancamı belimden çıkardım ve aniden Kılıçdaroğlu’nun koluna girip yanına koydum. ‘Sessiz olma ve bizimle gel’ dedim. Son derece soğuk kanlıydı. Sağcıların kontrolünde olan Ticaret ve Turizm Okulu’nun bahçesine götürdük. Amacımız bilgi almak ve bilgi almaktı.
Ancak Kılıçdaroğlu fazla bilgi vermedi. Biz de onu dövmeye başladık. Dövüş tekniklerini biliyordum, özellikle boksu. Kılıçdaroğlu direnmeyince birkaç sert darbeden sonra istifa ettim. Mehmet Nacar ama çok dövdü. Kılıçdaroğlu’nu alıp sorgulayıp dövmemiz yarım saatimizi aldı. Sonra ayrıldık.
“Yumruğun eskisi kadar güçlü”
Kılıçdaroğlu, odasının kapısında Koçero, Alpaslan Yılmaz, Yavuz Selim Demirağ ve Nihat Yeşil’i karşıladı. Pandemi nedeniyle yumruklarla selamladılar. Kılıçdaroğlu, ‘Koçero yumruğun eskisi gibi sağlam’ dedi. Güldüler. Ziyaretçilere ne içilir diye sorulduğunda “Koçero”, “Çay” cevabını verdi. Kılıçdaroğlu buna itiraz ederek, ‘Bu çok değerli bir görüşme. Kahvenin 40 yıllık hafızası vardır. Kahve içelim’ diye itiraz etti. Kahveler içildi, hatıra fotoğrafları çekildi. “Koçero” bu unutulmaz ziyareti bana şöyle anlattı:
Hepimiz farkında olmadan birbirimize ateş ediyorduk. Birbirimize adil olalım. Kaynaşmayı ve bütünleşmeyi yaşamak için bu hamleyi yaptık. Hoşgörülü olmalısın. Kılıçdaroğlu, kendisine silah doğrultup yumruklayan biri olmama rağmen bana çok sıcak davrandı. Keşke üzücü olaylar yaşanmasaydı. Peygamberimiz düşmanına gitti ve ‘Kim dişini kırdıysa gelsin benim dişimi kırsın’ dedi. Kimi incittiysem o gelsin beni incitsin’ dedi. Ben bu ziyaretten gereken dersi aldım ve torunlarıma da anlatacağım. Büyük dostluklar büyük kavgalarla başlar. Kendimi Kılıçdaroğlu’nun arkadaşı olarak görüyorum.”